Üniversite 5.0 ve Eğitimin Geleceği

Dijital dönüşüm çağında üniversiteler değişirken akademisyenlerin de yeni beceriler geliştirmesi bekleniyor. Üniversite 5.0 modeli, hem dijital dönüşümün etkileri, hem de mevcut üniversite öğrencileri olan Z kuşağı ve onların halefi Alfa kuşağının beklentileri ile ilgili olarak şekilleniyor. Netkent Akdeniz Araştırma ve Bilim Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkan Vekili Dr. Ali Eşkinat, eğitimdeki dönüşümü ve Üniversite 5.0 modelini anlattı.


Dijital dönüşüm çağını yaşadığımız 21. yüzyılda üniversitelerin yapısı nasıl şekilleniyor?

Bildiğiniz gibi, dijital dönüşümün etkilerini hayatın her alanında hissediyoruz. Blockchain, yapay zeka ve metaverse gibi olgularla şekillenen dijital dönüşüm global ekonomiyi farklılaştırıyor. Artık, dijital dönüşümün dışında kalamayan üniversiteler de eğitimlerini yeni yöntemlerle sunmak ve küresel bir pazarda faaliyet göstermek gerçeğiyle karşı karşıya. Üniversiteler artık, zaman ve lokasyon kavramı olmaksızın derslerine nasıl erişim sağlayabileceklerini yeniden değerlendiriyor. Öğrencinin konfor yapısında en üst düzeyde erişilebilirlik hedefleniyor.

Bununla birlikte, global yükseköğretim sektörü sadece Z Kuşağı öğrencilerinin artan dijital dönüşüm beklentilerini karşılamakla kalmayıp, aynı zamanda yaklaşan Alfa Kuşağı fırtınasına da hazır olmak durumunda. Bu durumun açık göstergesi olarak günümüzde hibrit dediğimiz yani online ve örgün karışımı eğitim yönteminin dünya üniversitelerinde etkin olarak uygulanmasını gözlemliyoruz.

Üniversitelerin tarihsel gelişim süreci nasıl gerçekleşti? Bu bağlamda Üniversite 5.0 modeli nedir?

Orta Çağ'dan bu yana, yükseköğretim kavramı ve ana aktörleri üniversitelerin gelişim süreçleri tartışılan bir konu. Tarihsel perspektiften baktığımızda, UNESCO tarafından dünyanın en eski üniversitesi olarak kabul edilen 859 yılında Fas'ta kurulan Karaviyyin üniversitesinin ardından, 1088 yılında Bologna Üniversitesinin ilk kurumsal yapı olarak oluşması ve 1208 yılında da Paris Üniversitesi'nde akademisyenler ile öğrencilerin bir araya gelmesiyle üniversitelerin bilgi aktarım merkezleri olarak hayatımıza girdiğini görmekteyiz. Buna Üniversite 1.0 modeli diyoruz. Üniversiteler, 19. Yüzyılda Sanayi devrimi ile beraber, Üniversite 2.0 modeliyle, bilgi aktarım ve araştırma merkezlerine evrildiler. 1970'ler ise bilgi aktarım ve araştırmanın yanında, uygulama yani üniversite-sanayi işbirliği merkezleri olan üçüncü̈ nesil denilen ve "Girişimci Üniversite" olarakta tanımlanan Üniversite 3.0 modelini getirdi.

1990'larla birlikte internetin hayatımıza aktif olarak girmesi ve Sanayi 4.0'ın eğitime entegre olmasıyla, 2000'li yılların dijital dönüşüm çağının atmosferinde teknolojik ve sosyal inovasyonlara bağlı dijitalleşen üniversite modeli Üniversite 4.0 şekillendi. Dünyanın bir çok prestijli üniversitelerinde bu gelişim gözlemlendi. Covid-19 pandemi dönemi sonrasında ise artık dijital üniversite dediğimiz tüm dünyayı bir kampüs olarak kabul eden Üniversite 5.0 modelinin yani dijital üniversitelerin gündeme geldiğini görmekteyiz.

Yaşadığımız dijital dönüşüm çağında artık tüm dünya bir kampüs. Üniversite 5.0 modeli ile eğitim ve öğretimin öğrenciler ile akademisyenler arasında translokal ve transtemporal olarak, yani birçok coğrafyada ve farklı zaman dilimlerinde aynı anda aynen geleneksel bir sınıf ortamında olduğu gibi canlı ve interaktif derslerle sağlanmakta olduğunu gözlemliyoruz.

2030'larla birlikte Üniversite 5.0 modelinin nasıl şekillenmesini bekliyorsunuz?

Eğitimin dijital olması aslında sadece bir yöntem. Araştırmalar, üniversitelerin 2030 yılına kadar hibrit eğitim modelini uygulamayı arttıracağını gösteriyor. 2030'lar ile birlikte ise dijital üniversitelerin geleneksel örgün eğitim veren üniversiteler ile birlikte yükseköğretim sektöründe önemli bir paya sahibi olması öngörülüyor. Böylece eğitmenin direkt olarak ön planda yer alacağı ve önemli olanın yöntem değil etkili eğitmen ile bilginin etkin aktarımı olduğunun bilincinin akademik dünyada şekillenmesi bekleniyor.

Diğer taraftan, Üniversite 5.0 modeli, hem dijital dönüşümün etkileri, hem de mevcut üniversite öğrencileri olan Z kuşağı ve onların halefi Alfa kuşağının beklentileri ile ilgili olarak şekilleniyor. Günümüzde Z kuşağı ile etkinleşen hibrit eğitim modelinin, Alfa kuşağı ile tümüyle dijital yapıya dönüşeceği uzak bir varsayım değil. Neticede, dünya tarihinde 21. Yüzyıla kadar yaşanan teknolojik gelişimin daha fazlası son dönemde yaşandı. Bu sebeple, gelecek nesillerin beklentilerinin karşılanması sürdürülebilir gelişimin sağlanması için oldukça önemli.

Bu sebeple, 2030'dan sonra geleneksel örgün eğitim veren üniversiteler hibrit eğitim modelini kullanmaya devam ederken, eğitim faaliyetlerini küresel olarak farklı coğrafyalarda aynı anda yürüten Üniversite 5.0 jenerasyonu dijital üniversitelerinde etkisini arttırması bekleniyor.

Bu aşamada ilk online Türk üniversitesi Netkent Akdeniz Araştırma ve Bilim Üniversitesi ile Üniversite 5.0 modelinin ilişkisini tanımlar mısınız?

Dijital dönüşüm çağının üniversitesi olarak bulunduğumuz coğrafi bölgede Üniversite 5.0 modelinin öncüsü olan yükseköğretim kurumuyuz. Tabii ki her yükseköğretim kurumu gibi bünyemizdeki İktisadi ve İdari Bilimler, Mühendislik ve Hukuk fakültelerimizde geleneksel üniversite yapısının getirdiği idari ve akademik sisteme, ölçme ve değerlendirme kriterlerine, evrensel akademik değer ve prensiplere sahibiz. İçinde bulunduğumuz dijtal dönüşüm çağının rekabetçi ortamında bilginin iş hayatına yansıtılmasının en değerli kazanım olduğuna inanıyoruz. Bu nedenle, akademik kalitenin üst düzeyde tutulmasına önem veriyoruz. Bugün teknolojinin sağladığı imkanlar bizim için önemli bir araç. Teknolojiler gelişecek, yöntemler değişecek ancak bilgi daima donanımlı akademisyenler tarafından aktarılacak.